rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  İkiztepe
 


Tarih  : 16.5.2008
Anlatan rof.Dr. Önder Bilgi - İkiztepe Kazısı Başkanı
Konu  : Samsun İli, Bafra İlçesi, İkiztepe Höyüğü Kazısı

    İkiztepe Höyüğü'nün Coğrafi Konumu : Bu örenyeri Orta Karadeniz Bölgesi'nde, Samsun'un 55 km. ve Bafra'nın 7 km. batısında olup, bugünkü İkiztepe köyünün sınırları içinde yer alır.Deniz seviyesinden yaklaşık 20 m. yükseklikte ve Bafra ovasının batısını sınırlayan alçak tepelerden en kuzeydekinin uzantısı üzerinde kurulmuştur. Jeolojik verilere göre, İkiztepe örenyeri Bafra ovası oluşmadan önce, bir zamanlar Kızılırmak nehrinin Karadeniz'e dökülmüş olduğu noktadaydı. 
    Araştırma ve Kazıların Tarihçesi : İkiztepe örenyeri, 1940 yılında Samsun yakınlarındaki Dündartepe'de kazı yapan arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. İkiztepe'deki ilk sistemli kazılar ise Türk Tarih Kurumu adına merhum Prof. Dr. Bahadır Alkım tarafından 1974 yılında başlatılmıştır. 1981 yılından beri de İkiztepe kazıları İstanbul Üniversitesi ile Kültür Baknlığı adına Türk Tarih ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumları'nın da maddi katkıları ile Prof.Dr. Önder Bilgi tarafından yürütülmektedir.
    Örenyerinin Özellikleri : Örenyerine İkiztepe denmesine rağmen yerleşme alanı 2 büyük, 2 de küçük tepeden oluşur. 375 m. x 175 m. ebadında bir alanı kaplayan değişik büyüklükteki bu tepeler değişik kültür katlarına sahiptir. En büyük ve en yüksek olan birinci tepe Bafra ovasından 29.42 m. yüksekliktedir. I. Tepenin kuzeyinde yer alan Tepe II 22.54 m. yüksekliktedir. İkinci tepenin hemen kuzeyinde bulunan III. tEPE 12.30 M. VE ıı. Tepe'nin batısındaki IV. Tepe ise 16.00 m. yüksekliktedir. 
    Kültür Katları : 1992 yılının sonuna kadar her yıl yaz aylarında, İkiztepe örenyerinde kazılar 1974, 1976, 1978 yıllarında Tepe I ve Tepe II. de, 1977 yılında Tepe I, II, III ve IV. de ve 1979 yılından itibaren de sadece Tepe I.de gerçekleştirilmiştir. Tepe I ve Tepe II de ana toprağa erişilmiştir. Kazılarda elde edilen sonuçlara göre : Tepe I de İlk Tunç Çağı I (5 mimari tabakalı III. kültür katı), İlk Tunç Çağı II (10 mimari tabakalı II. kültür katı) ve Geçiş veya Er-Hitit Çağı (6 mimari tabakalı I. kültür katı); Tepe II de Geç Kalkolitik Çağ (8 mimari tabakalı III. kültür katı), İlk Tunç Çağı I (4 mimari tabakalı II. kültür katı) ve İlk Tunç Çağı II (3 mimari tabakalı I.kültür katı); Tepe III de İlk Tunç Çağı III ile Geçiş veya Er-Hitit Çağı ; Tepe IV de Geçiş veye Er-Hitit Çağı'nın izleri saptanmıştır.
    İkiztepe örenyeri Er-Hitit (veya Geçiş) Çağı kültür katının sonunda tamamen terk edildikten sonra Geç Demir Çağı Döneminde, yani İ.Ö. 7. yüzyıldan itibaren tekrar iskan edilmiştir. Bu yeni dönem iskanlarının izleri Tepe III de ortaya çıkartılmış olup bunlar birbirini izleyen bölgesel Geç Demir Çağı ve Helenistik Dönemine aittir. Helenistik döneme ait ayrıca, Tepe I de, yığma toprak mezar, yani tümülüs tipi 2 odalı ve dromoslu bir anıt mezar da bulunmuştur. Kesme taşlardan inşa edilmiş olan mezarın, dromosunda (giriş koridorunda) ele geçirilen ve İstanbul'da Trakya kralı Lysimakhos (İ.Ö. 306-281) adına basılmış altın bir sikkeden Helenistik Çağ'a (İ.Ö. 330-30) ait olduğu anlaşılmıştır. Ancak, Antik Çağ'da soyulmuş olmasından mezarın kimin için yapıldığı saptanamamıştır. 
    Sonuç olarak, İkiztepe örenyerinde Geç Kalkolitik Çağ'dan Eski Hitit Devleti'nin kuruluşuna kadar, yani İ.Ö. 4000 yılına kadar kesintisiz 2300 yıllık ve İ.Ö. 700 yıllarından İ.Ö. Birinci yüzyıla kadar süren 600 yıllık yerleşmeler bulunduğu ortaya çıkartılmıştır. 
    Mimari : Kazılarda taş veya kerpiç temellere ve duvarlara rastlanılmamasından, İkiztepe'de yapıların ahşaptan inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yapıların inşasında değişik büyüklükteki, işlenmemiş ağaç gövdeleri kullanılmış ve bunlar içten, dıştan kil ile sıvanmıştır. Yapıların içlerinde ve avlularında büyük fırınlar bulunmuştur.
    Ekonomi : İkiztepe insanlarının söz konusu çağlarda yaşamlarını tarımdan ziyade hayvancılık, avcılık ve balıkçılıkla sürdürmüş oldukları kazılar sonucunda ele geçmiş olan hayvan kemiği ve kılçık kalıntılarından öğrenilmiştir. Yemek yemekte ve içmekte kullandıkları kapları, pişmiş topraktan yaptıkları ve bunları zaman zaman beyaz boya ve oyuk çizgilerle bezedikleri görülmüştür.
    Ele geçen çok sayıdaki pişmiş topraktan yapılmış ağırşak, dokuma tezgahı ağırlığı ve taraklarından kumaş dokumada başarılı oldukları anlaşılmıştır. Bakıra arsenik katarak elde ettikleri alaşımdan (bronzdan=tunçtan) silah, takı, alet ve semboller yaptıkları özellikle mezarlarda ele geçen çok sayıdaki örnekten gözlenmiştir. Büyük bir kolleksiyon oluşturan tunçtan yapılmış bu eserler Anadolu'nun maden sanatında çağdaş kültürler arasında çok ileri düzeyde olduğunu göstermektedir.
    İkiztepe Halkının Irkı : İkiztepe mezarlığında gömülmüş bulunan insanların kemiklerinin antropolojik açıdan incelenmeleri, bunların Akdeniz ırkının özelliklerini taşımadıklarını göstermiştir.Böylece bu halkın, Alacahöyük, Horoztepe mezarlıklarından tanınan Orta Anadolu Irkı'ndan farklı olduğu ve Karadeniz kıyıları boyunca bir taraftan Güney Rusya ve Bulgaristan'da yaşamış halkla, diğer taraftan Kafkasya halkları ile aynı ırktan geldiği anlaşılmaktadır.
    Ölü Gömme Gelenekleri ve Dini İnançları : Tepe I İlk Tunç Çağı III zamanında bir mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Tepe'nin merkezi kesiminde 1000 metre kareden fazla bir alanı kaplayan mezarlıkta 673 basit toprak tipinde mezar ortaya çıkarılmıştır. Ölüler mezarlara, kolları iki yanda olmak üzere sırtüstü yatırılmıştır. Mezarlara, ölünün özel eşyası veya hediye olarak tunçtan yapılmış silahlar, aletler, takılar, semboller, pişmiş topraktan kaseler, kadın figürinleri, çıngıraklar, taş kolyeler ve biley taşları bırakılmıştır.Mezarlara yüzey toprağından değişik derinliklerde rastlanılmasından mezarlığın çok uzun süre kullanıldığı anlaşılmıştır. İskeletler üzerinde yapılan çalışmalardan İkiztepe halkının günümüzden 4500 yıl kadar önce kafataslarında ameliyat yapacak kadar tıpta ileri gitmiş  oldukları da saptanmıştır. 
    Kazılarda sadece kadını temsil eden figürinlerle küçük boğa figürinlerinin bulunmuş olmasından İkiztepe halkının ana ve bereket tanrıçaları ile erkek gücünü temsil eden boğaya taptıkları ortaya çıkmıştır. Ana tanrıçaya ve boğaya, Anadolu'da Neolitik Çağ'dan beri tapıldığı bilinmektedir.
    Not: İkiztepe örenyerinde 1974 yılından beri gerçekleştirilen kazılarda ele geçen 7215 eser halen Samsun Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.   
   

 
  BU SİTE 71542 ziyaretçi (148791 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol