rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  İlginç olaylar
 
 

   
    Deukische Generation adlı derneğin kurucusu ve başkanı Aylin Selçuk, Yılın Kadını 2008 ödülünü, Federal Aile BakanıUrsula von der Leyer'den alacak. Berlin Dişçilik Fakültesi öğrencisi "Almanların Göçmenlere Karşı Önyargıları, Türklerin Almanyaya Göçü, Entegrasyonu ve Eğitim Sorunları" konulu diplama tezi hazırlamış.
Şarbon ve kuduz aşılarını geliştiren Pasteur, kendi adına kurulan Enstitüsü'nün bodrum katında gömülüdür.
    Eşim Emekli Ebe Aysel Önder'in unutamadığı anılar :
    Van 3 nolu Sağlık Ocağında ebe olarak çalışırken, Van merkeze bağlı Aşit köyü bana bağlı idi. O köyde kendi kendine bir kadın doğum yapmış, bu bir kış günüydü. Çocuğun plasantası yani eşi düşmemiş, bir gün beklemişler, ondan sonra beni ebe olarak götürmeye geldiler. Biz sağlık ocağının arabası ile köyün altına kadar gittik. Yollar kapalı olduüğundan dolayı arabayı aşağıda bir yere bırakıp yürüyerek,sağlık memuru, sekreter, şoför ve ben ebe Aysel Önder, ile hasta sahibi köye 2 saatte vardık. Ama ne görelimki hastanın belden aşağısı sıcak toprakla gömülü, hasta baygın vaziyette, rengi limon gibi sapsarı, çocuğun plansatası hala düşmemiş. Neden bunu toprağa gömdünüz diye sordum, onlarda sıcakta rahatça eş düşer zannettik dediler. Ben hemen toprağı temizlettirip, bu kadın bu vaziyette burada duramaz, biz bunu doğum evine götürelim dedim. Hayır ölse de kalsa da burada kalacak dediler. Ben o zaman ne yapacağımı bilemedim. Ölmekten se elime tendürdiyot döktüm, ve elimle yavaş yavaş çocuğun eşini aldım. Ondan sonra kadının gözü açıldı. Ama ben yine de hastanın sahibine dedim ki, ben bu eşi aldım ama, bu vaziyette bu kadın burada olmaz, çok kan kaybetmiş, kansız kalmış, bir de üstelik topraktan enfeksiyon , mikrop kapmış, tetenoz olur dedim. Bir şey olmaz abla dedi, hasta sahibi, ben o zaman 10 adet pensilin iğnesi bıraktım, yapılması için, yani enfeksiyonu en azından kurutmak için. Ama bir türlü hasta sahibini ikna edemedik. Biz yürüyerek tekrar arabaya döndük. Ve sağlık ocağına geldik. Doktor hanıma dedimki , o hasta zaten ölür, ama bir türlü hasta sahibini ikna edemediğimiz için geri geldik. O köye zaten kışın pek gidilmezdi, yazdan yaza giiderdik, Aradan 6 ay geçtikten sonra yazın o köye aşı için gittik. Köye gidince kadına sordum. Yani öldümü diye sordum. Ne ölmesi abla, işte tepesinde ekmek leğeni taşıyan kadın o deyince çok sevinmiştim. Ve hiç unutamayacağım bir meslek anısı olarak burada ifade ediyorum. 

    İkinci İlginç Bir Anı Daha :
    Bir gece gene Van İlinde bir doğuma çağırdılar. O zaman bizi sağlık ocağının arabası doğuma götürdü. Doğum yakın olunca araba beklerdi. O gün de doğum yakın olduğu için şoför bekledi. O ailenin 3 kızı varmış. Benim yaptırdığım doğum da kız oldu. Yağmurlu bir gün olduğu için yollar çamurlu idi. Biraz da ev bahçenin iç kısmındaydı. Kızınız oldu deyince adam ortadan kayboldu.Evinin yan tarafında bir hendek varmış. Ortalık çamurlu olduğu için arabamız çamura saplandı. Hendeğe düştü. Bir türlü arabamız hendekten çıkamadı. Adamın evine o kadar yakınız ki hiç kimse bizi önemsemedi. Doğan çocuk kız oldu diye. Yakındaki bir un fabrikası varmış, oradakiler bizim yolda kaldığımızı görmüşler. Geldiler bizi çamurdan çıkarttılar. Ve biz sağlık ocağına ulaştık. İşte bir kız çocuğu oldu diye doğudaki insanların düşüncesi budur. 

    Amasya'dan Bir Anı : 
    Bir gece sabaha karşı doğum için bana geldiler. ben de o güne kadar hiç kimseyi kırmaz, doğuma gelenleri geri çevirmeyip giderdim. Ama o gece rahatsız olduğum için gelemeyeceğimi söyledim. Nöbetçi ebeyi alın dedim ve hasta sahibini gönderdim. Aradan birkaç ay geçtikten sonra çocuklarım evin anahtarlarını oyun oynarken kaybetmişlerdi. Kapının firengini kırarak içeri girdim. Yan komşu bir çilingir çağırdı, kapının kolunu taktırmak için. Çilingir epeyi bir uğraşıdan sonra, ben bunu yapamayacağım dedi. Beyim Ali Önder mesleği gereği arkeoljik bir kazıda idi. İki çocuğumla ben evdeydim. Çocuklarım küçüktü. O zaman kapı kolunu yapacak kimseyi bulamayacağım için hırsız korkusu ile salonda sabahladım. Hatta uyukalırım da hırsızın geldiğini duymam diye, kapının arkasına gırgır süpürgesini dayayıp, ucuna da kül tablasını yerleştirdim ki, kapı açılırsa gıcırtısından duyayım diye. Sabah oldu. Sağlık Ocağına çalışmaya gidemedim. Arkadaşlarlara telefonda bildirdim. Kapımız bozuk, evimi yalnız bırakamam dedim. Arkadaşım Hediye Hanım " Kocam Ali yapar bunu dedi. Bize kocasını gönderdi, ve kapı yapıldı. Yan taraftaki komşuya sordum, akşam getirdiğiniz çilingir, kasten mi kapımı yapmadı diye. Çünkü ben kapının nasıl yapılacağını bilmediğim halde kasten yapmadığını anlamıştım. O zaman yan komşu, o adamın hanımının doğumuna gitmediğin için yapmadı demişti. "Altın kapının gümüş kapıya ihtiyacı olur" atasözünün doğruluğunu o zaman anlamıştım. Meslek hayatımda ilk defa bir kişinin işini  çevirdim, o da benim işimi böyle çevirdi.  

--------------------------
    Profösör Doğan Kuban anlatıyor : Geçen gün ticaret lisesini bitiren ve işletme okuyan genç bir kıza sordum. Suriye, Yunanistan, Azerbaycan nerede ? Bilmiyordu. Sonra muhasebe okuyan bu yüksek öğretim öğrencisinin 13 x 7 çarpımını akıldan yapmasını istedim, onu da yapamadı. Hiç kitap okumuyormuş. Bu insanı donduracak deney ve gözlemleri her gençle yapabilirsiniz. Bazı istatistiklere göre Türkiye insanı ortalama 10 yılda bir kitap okuyor, günde 5 saat televizyon seyrediyormuş. Japonya'da ise kişi başına yılda 25 kitap okunuyormuş. Ayrıca Türkiye'de Evrim kavramını kabüllenmede en geri ülkeymişiz. Avrupa ülkeleri büyük bir çoğunlukla evrim kuramını kabul ederken Türkiye'de araştırmaya katılanların % 50 si inanmadığını, %25 i emin olmadığını, %20 si ise kabul ediyor. Kaynak: Rita Urgan'ın çevirisiyle Michigan Eyalet Üniversitesi'nden John Miller, hangi
ülkelerde "evrim kuramının kabul edilip edilmediğini" araştırmış.
    Avusturya'daki Reitenau Sarayı'nda, dünyanın iki büyük harita freskli galerisinden biri bulunuyor.Eski olanı Vatikan'daki meşhur harita galerisi.Bundan 10 yıl kadar sonra 1598 de Salzburg'daki yapılmış.Vatikan'daki haritalar Batlamyus temelli.Salzburg'dakiler ise Hollandalı kartografların modern haritalarına dayanıyor.Haritalar arasında bir tanesi Türk İmparatorluğunun Tasviri başlığını taşıyor. Üzerindeki panoramik resim de İstanbul.
    Ali Kemal: Jön Türk'tür.Paris ve Cenevre'de siyasal eğitimi gördükten sonra İstanbul'a dönmüştür.Siyasal görüşleri nedeniyle Halep'e 5 yıl sürülmüş, Halep dönüşü gene sürüleceğini anlayınca İsviçre'ye kaçmış.2.Meşrutiyetin ilanı üzerine geri gelmiştir.1913 de Peyam-ı Sabah gazetesinde İttihat ve Terakki Partisi'ne yaylım ateşi açmıştır.Damat Ferit Paşa kabinesinde İçişleri Bakanlığı yaptıktan sonra Artin Kemal takma adıyla Ankara'daki bağımsızlık savaşına karşı yazılar yazmıştır.Ayrıca İngiliz Muhibbi Cemiyeti'ni kurmuştur.Çankaya'nın talimatı üzerine yargılanacakken linç edilmiştir.13.11.1922 de Nev York Times gazetesi linç olayına yer vermiştir. 
    30.6.1908 -Tunguska olayı.Sibirya'da dev bir krater oluşmasına yol açan göktaşının düşmesi.Toz bulutları bir yıl boyunca güneş ışnlarını etkilemiştir.65 milyon yıl önce dünyaya çarpan göktaşları dinozorları yok etmişti.
 
  BU SİTE 71290 ziyaretçi (148350 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol