rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  Darbeler ve Demokrasi
 

Yazan :Ali Önder
Konuşan : Erdoğan Sakallı
    
    28 Şubat, 12 Martı anımsatan bir bilek güreşidir.Refah Partisi ile Ordu arasındaki bilek güreşinde herhangi birisi galip gelse bile Türk halkının kazanacağı bir şey yoktur. MGK ile RP arasındaki bilek güreşi, aktörleri ortaya çıkaracak.Toplumdan ciddi bir tepki ile karşılaşmamıştır. Tıpkı 27 Mayıs 1960 daki gibi. Demokrasiyi 28 Şubat muhtırasından kurtarmak için seçime gidilmeli. Muhtıra ile karşılaşmış RP, mevcut seçim sistemini demokrasiye uygun değiştirerek seçime gitmeli. 
- Öğretim üyesi Prof.Dr. Eser Karakaş: Sosyalist değilim, RP yi tasvip etmiyorum, demokrasiden ne anladığımı söyleyeceğim. Bir kimsenin memurundan azar işitmesi, beni rahatsız ediyor.Türkiye demokrasi ile tanınmış bir toplum değil. Tanımını da bilmez. Türkiye'nin demokrasi sorununu 8 madde halinde topluyorum. 1- Din ve Devlet ilişkilerinde bir sorun var. Din-toplum ilişkilerinde değil. Diyanet İşleri Başkanlığında kristalize oluyor. Devletten maaş alıyorsa imamlar, laik bir toplum değiliz. 
    Türkiye'de çok çeşitli toplumlar var. Atatürkçü kesim Ordu ile RP çatışması var. Ancak ikisi de Diyanete karşı değil. İkisi de devletin yoğun bir şekilde müdahalesinden yana. 2-Siyasi otorite ile Ordu arasındaki ilişkiler. MGK'nun kuruluş kanununu okursak demokrasinin kırıntısının bile Türkiye'de olmadığını anlarız. Demirel 1991 de "Ordunun devlet protokolündeki yeri benim onur sorunumdur" demiştir.
    Anayasa'nın 66. maddesi her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Türk'tür der. Türk olmak benim kültürümün parçasıdır. Bunun siyasetle karıştırılmaması lazım.Ben liberal bir solcuyum. Anayasa'nın 82. maddesinin ilk cümlesi demokrasiyi ortadan kaldırır. Bu da 4. sorun. 5. sorun öğretim birliği.Öğretim sektörü mali ve ideolojik kriz içindedir. Mali yön aşılabilir. Devlet çocuğu eğitmez. Bakanlığın adı ise eğitim bakanlığı. Devlet çocuğa matematik, fizik v.s. öğretir. Eğitim ise sokakta öğretilir. Birlik (vahdet) prensibinden iyi vatandaş çıkmaz. Toplum hayatında Atatürkçü görüş dışında hiçbir görüş kabul edilemez der. İlk Sosyal kitabında Anayasa ile "düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yasa çıkarılamaz diye bir madde koydurtmak lazım. ABD bunu yapmıştır.
    Aynı şekilde örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan yasaları da.
    - İrfan Çiftçi : 31 yaşında, Belediye'nin elemanı, Kültür Daire Başkanı. Türkiye'de bir daha darbe olmamasını temenni ediyor. Demokrasi Batı'da gelişmiştir. Bizde böyle birşey yok. Çörçil: Demokrasi berbat olanların en iyisi der. Dün Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde Ömer Çevik şundan bahsediyor. Demokratlığımızı sorgulamalıyız. Ermeniler : "Türk'ün sonradan gelen aklı bizde olsaydı" derler. Ordu bütçeden % 23 pay istiyor. Diğerlerinin kaynaklarını keserek değil. 
    - Erdoğan : Osmanlı, Bizans'ın din kılıflı biçimidir. 28 şubat kararlarından biri de camilerin denetlenmesi imiş. 

    - 1922 de İtalya'da Mussolini, 1926 da Portekiz'de Salazar, 1933 de Almanya'da Hitler faşist iktidarlarını kurmuşlardır.
    
    Sokrates, baldıran zehiri ile ölüm cezasına çarptırılmıştır. Haksız bir şekilde idama mahkum edildiği zaman yakınları geldiler. Hükmün yanlış olduğunu bildikleri için "seni kaçıralım" dediler. Sokrates ne dedi? "Haksız olabilir, yanlış olabilir ama memleketimin kanunlarının uygulanmasına karşı çıkmak benim yapamayacağım bir şeydir." Ve baldıran zehirini içti.Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım "sol ve demokratlık adına akp yi savunmak "celladına gülümsemektir" diyor. 
    Düşünen insanlar her zaman insanların yol göstericileri olmuşlardır. Sigmund Freud; Psikanalizin babası olarak insanlarda görülen ruhsal bozukluklar üzerinde çalışırken "düşünmüştür".Düşündüğü süreler içinde de büyük buluşu olan "bilinç ve bilinçaltı" kuramını yaratmıştır. Yaşadığı çağda Freud'un başına gelmeyen kalmamış, konferansları yasaklanmak istenmiş, üniversite öğretim üyeliği engellenmiştir. O zamana kadar melek olarak kabul edilen çocukların "cinsel içgüdüleriyle doğduğunu" söylediği için toplumun ahlakına aykırı savlar ortaya attığı suçlamasına uğramıştır. 
     Düşünceler suçlanabilir mi? Bir yerde düşünceler suçlanıyorsa orada baskı rejimi var demektir. Bir düşünce zorla kabul ettirilmeye çalışılıyorsa, orada da baskı rejimi hüküm sürüyor demektir. Gerçek demokrasinin ölçütlerini, düşüncelerin özgür olması ve kimseye zorla kabul ettirilmeye çalışılmamasıdır. Bu gibi düşünce babalarıyle, para babalarını birbirinden ayırmak gerekir. Yani toplumların en akıllılarının para babaları olduğu sanılmamalıdır. Siyasi olan da, toplumsal ve kültürel olan da birbirine tamamen zıt olan insanlar bazen fenerbahçeli olarak ayrı yerde saf tutabiliyorlar.

 
  BU SİTE 71431 ziyaretçi (148595 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol