rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  NEOLITIKLEŞME
 

Not Tutan : Ali Önder
Anlatan : Prof.Dr.Jacques Cauvin
Yer ve tarih  : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Laboratuarı- 11.4.1996
Konusu : Fırat ve Tarım
Tercüman : Doçent Dr. Nur Balkan Atlı

    Açılış konuşması : Prof.Dr. Ufuk Esin. Jacques Cauvin, neolitik dönem uzmanıdır. Yaşamını bu konuya vakfetmiştir. 
    Jacques Cauvin : Gordon Childe, tarımcılığın önemini anlatırken köyleri ve yerleşimleri etkiler der. Yakın-doğu tarımın ilk başladığı yerdir. Bu bölgede yaban domuzu çok fazla. Tarımcılık bütün yakın-doğuda görülür. Bu ekolojik durumla beraber kültürel bir olaydır. Kişilerin buna hazır olmaları lazım. Şimdi tarımcılığın çıkışına gelelim : Orta Fırat, Suriye'yi artı güney-doğu Anadolu'da Torosların güney yamacını kapsar. Aşağı Fırat ise Abu Hureyre'ye kadar olan yeri kapsar. Yukarı Fırat ise Torosların kuzey yamaçlarıdır. 
    Tarımcılık kültürün içinde doğdu. Natuf Kültürü'nün mirasıdır. Muraybit'teki Muraybitiyen, Natuf kültüründen doğmuş bir kültürdür. Levante Bölgesi'nde tarımcılığı ilk görüyoruz. Muraybetiyen'i güney-doğu Anadolu'ya uzatmak lazım. Gritille malzemesi arasında Muraybitiyen var. Çayönü alt tabakasında var mı ? Bunu sizden öğreneceğim. Suriye'deki Orta Fırat  Bölgesi'nde Muraybet, Şeyh Hasan en eski yerleşmelerdir. Halula yeni malzeme veriyor. En eski yerleşme Muraybet, sonra Jerf el Ahmar, Cadel Magara, Halula.
    Muraybet II de Kireniyen evresinde yuvarlak evler var. Ele geçen ok uçlarının iki tarafı çentikli.Çapalar, enine bezemeli biley taşı Kireniyen'de başlıyor. Boğa başı ve boynozlar, ilk figürinlerle beraber Kireniyenle beraber görülmeye başlıyor. Ayrıca çok önemli bir eleman delikli iğnelerdir. Baş kısmına önce çentik açılıyor sonra deliniyor. Cafer höyük, Çatal höyük ve Canhasan'da görülmeye başlıyor. Muraybet'te duvarlarda boya izleri görülüyor. Evler yuvarlaktır. 3 A tabakasında ise yuvarlak evlerin yanında 4 bölümlü evler de var. (aynı evin rekonstrüksiyonu) Meşe ve kavak ağaçları kullanılmış.Kavaklar evlerin yan duvarlarında kullanılmıştır. (Muraybet'ten bir dörtgen ev. Ayrıca Şeyh Hasan'dan bir dörtgen ev) Muraybet III de yuvarlak ve dörtgen evler birlikte görülüyor. Dörtgen yapılara geçiş var. Muraybet III tabakasında ok uçlarının değişimini görüyoruz. Bu evlerde kazıyıcılar ve yonga üstü kazıyıcılar görülüyor. Yonga üstü kazıyıcılar Güney-doğu Anadolu'da devam ediyor. Bezemeli biley taşlarında Muraybet-Kireniyen ve Cafer höyükte benzerlik var. El Ahmar buluntuları. Yırtıcı kuş ve yılan, geometrik bezemeli taş kaplar. 
    Buraya kadar Orta Fırat Bölgesi'ndeki Muraybet'i gördük.
    Çok uzun zaman yaban bir tahılı ekerseniz tekrar yaban tahılı çıkar. Ehli tahılın sapları çok serttir. Toplarken kuvvetlice çekmek lazım. Kolayca taneleri düşmez. Dolaysıyla tarımcılık etnolojik bir olaydır. Tahılın ehlileştirilmesi botaniğin konusuna girer. Bizim için yapan tahılı toplama etnolojik bir olaydır. Muraybet IV b de ilginç bir olgu var. Tahıl taneleri çok yoğunlukta. Bu taneleri kemiren kemirgenler yoğun. Orak taşları fazla. Demek ki bu dönemde tarımcılık başlamış. Ancak Van Zeist'ın görüşü farklı. Deneyler yapıldı. Tanesi üstünde olan tahıllar ekildi, biçildi (çakmak taşı oraklarıyla). Yaban tahılları yeşilken toplanmış, kurutulmuş. Muraybet'te de yabani tahılların yeşilken toplanmış olduğu anlaşılmakta. Buna bir tarımcılık faaliyeti diyebiliriz. Yaban tahıllarının yeşilken, taneleri üzerinde olur. Olgunlaşınca taneler üzerinden düşer, toplanamaz. Ayrıca deneylerde yaban tahıllarının toprağın yüzeyinde daha kolay yetiştiklerini göstermiştir. Toprağın içine ekilince zor büyüyor. Ezme taşları ile birlikte yoğun malzemeler bize tarımcılığın başladığını gösteriyor. Tarımın ilk çıkışını bize botanik göstermez.Değişik kriterlerle bizlerin araştırması lazım. Erken PPNB (çanak-çömlek öncesi neolitik B dönemi) de ehlileştirilmiş tahıl yok. Orta PPNB de ilk tahıl ehlileştirilme görülüyor. Muraybet'ten ufak bir toprak kap örneği. Cade, Suriye'de Fırat kenarında bir yerleşim yeri. Güney-doğu Anadolu'da sandığımız gril plan örnekleri burada da var. Ancak daha küçük. Eski PPNB ok uçları. Nevala Çori benzeri. Orta PPNB ok uçları. 
    Güney-doğu Anadolu'daki Cafer Höyük çalışmaları. Malatya sınırları içinde, Karakaya Barajı suları altında kaldı. Höyük yakınındaki Fırat ve Değirmendere Çayı. Höyükte iki şantiye halinde çalışıldı. Doğu ve batı şantiyeleri. Höyüğün uçaktan görünümü. Buradan 6 adet karbon 14 tarihimiz var. Günümüzden önce 9500- 8600 yılları arasına ait. Günümüzden önce 9000 yıllarına yoğunlaşıyor. Erken PPNB ve Orta PPNB arası.Eincorn buğdayının hem yabanisi hem de ehlisi var. En alt tabakalardan beri mercimek ekimi de var. Yukarı tabakalarda biraz arpa var. Alt tabakalarda % 30 yoğunlukta tavşan var. Bunu keçi ve koyun takip ediyor. Üst tabakalarda tavşan azalıyor. Yaban domuzu ve yaban sığırı fazlalaşıyor. Yani bunların avcılığı artıyor. Burada karışık bir kültür var. Yani yerel bir kültürle karışmış bir kültür. Toros kültürü demek daha doğru olur. Toros PPNB sinde obsidiyen fazladır. Yontma taş teknolojisinden baskı teknolojisi çok kullanılıyor. Mikrolitler devam ediyor. Yerel aletler de görülüyor. Mermer işçiliği görülüyor. Kendine özgü yerel özellikler çok. Genel PPNB kültürünün özellikleri mimaride görülmektedir. Dörtgen mimari ise yalnız Toroslarda var. Aynı silah yapım tekniği kullanılmıştır. Cilalı taşlar, yonga üzerinde kazıyıcı kültürü görüyoruz. Ayrıca figürinler, boğa figürinleri (Çayönü ve Cafer höyükte örnekleri var). Bütün bunlar Orta Fırat'ta bu dönemde var. İnsanların bu alanda yayıldığı ve Orta Fırat'ta yerel insanlarla karıştığı görülüyor. Ancak Orta Fırat denince bugünkü Suriye sınırlarına bakmak lazım. Cafer höyükte 14 tabaka var. Hepsinde yapı ele geçiremiyoruz. Alt tabakalarda yapılar belirgin. Ancak tabakaların hepsinde mimari izine rastlayabiliyoruz. 1-2 cm. den daha yüksek duvar kalıntısına rastlayamıyoruz. 5. tabakada sadece izlerini görüyoruz. Yukardan aşağıya üst tabakalarda simetrik olmayan çok odalı evler. Kerpiçler 90 x 35 cm. olup kalıp kerpiçlerdir. Bazen dikey bazen yatay olarak kullanılmış. Bu taş döşeli alan bodrum veya stok yeri olabilir. Yaşama yeri olduğunu sanmıyoruz. Alt taş döşemesi var. Düzenli bir şekilde döşenmiş. Üstteki 8. tabaka, alttaki 10. tabaka. Tabakalar çok ince. Üç uzun odalı bir yapıdır. Çayönü'nde de görüyoruz. Bu bir evin taş döşemesi değil. Eğimi de düzeltmek için taş döşenmiştir. Arazinin durumuna göre. Cafer höyüğün en alt tabakalarından, bir ocak ve bir fırın. Fırının yanında bir iskelet. Fırın kalıp kerpiçten. Taban taş döşeli ve kapalı bir fırın. Bu alt tabakanın obsidiyen ok uçları. Değişik ok uçları. Eşarp tipli düzeltilmiş ok uçları çok yaygın. Bunlar yan kazıyıcılar. Şatel perron tipli ok uçları. Alt tabakalardaki silah ve ok uçları daha çok çakmak taşından yapılmıştır. Bunlar Çayönü aleti dediğimiz aletler. Obsidiyenden, kenarları işlenmiş. Orak sanılırken daha çok taşların işlendiğini bu aletlerle anlıyoruz. Ancak bu sorun henüz çözülemedi. Çok zengin bir yonga kazıyıcı var. Baskı yöntemli dilgiler. Yassı baltalar. Kını ile beraber bulunmuş bir yassı balta. Muraybet'te bu kından bulmuştuk. Şimdi balta kını olduğunu anladık. Kemik bir pota parçası. Baş kısmına doğru bir yiv açıp,delme tekniği ile iğne yapımı. Bu Sesklo'da da var. 5. tabakaya ait bir çukur. Altında taş kaplar bulundu. Kırmızı-pembe mermer bir kap.Kenarları tırtıklı bir kap. Burada sanki bir ritüel yapar gibi taş-toprak, taş-toprakla doldurulmuş. Taştan yapılmış tıkaçlar. Aynısı fakat bu ise deliklisi. Bir şeye bağlamak için. Bilemediğimiz konik bir parça. Mermer bilezikler. Toroslara has. Bu kadar güzellerini Zagros'ta göremiyoruz. İnce bazalttan bilezik. Beyaz mermerden bilezik. Pişmiş toprak kuş figürini. Kadın figürini. Bir başka kadın figürini. Geç PPNB de Makzerya'da var. İşte Fırat vadisinde PPNB kültürü bu. 
    Tarımcılık mutlaka ehli tahıl demek değildir. Buluntuları botanikçilerden farklı gözlemek lazımdır. Tarımcılık botanikçilerin eline verilemeyecek kadar önemlidir.
------------------------------------
Yazan : Ali Önder
Anlatan : Jacques Cauvin
Yer ve tarih : Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü10.4.1996 Çarşamba- Saat :18.30
Konu           : Yakın-doğuda Neolitik Devrim'in Simgesel Temelleri

    Neolitik Devrim'i oluşturan iki olguyu karşılaştırmak gerekir :
    - Bunlardan ilki ekonomiyle ilişkilidir : Tarımın ardından hayvancılığın, başka bir deyişle yiyecek üretiminin başlaması.
     Bu olgu büyük önem taşımaktadır, çünkü insan oğluna kaynaklarını denetlemesini, doğaya egemen olmasını ve onu değiştirebilmesini sağlamıştır.
    - İkinci olgu ise ideolojiyle ilgilidir : Tanrısal varlıkların görülmeye başlaması, başka bir deyişle Yeryüzünün görünmeyen, kişileşmiş yüksek varlıklar tarafından yönetildiği fikrinin ortaya çıkması. 
    Bu iki olgu Yakındoğuda İ.Ö. 10.000 dolaylarında görülmeye başlar. Bunların birbirleriyle ilişkisi nedir.
    1 - Tanrısal varlıklar ne zaman ortaya çıktı ?
    a- Etnoğrafik veriler
    Uzun bir süre, bu soruya etnoğrafya aracılığıyla bir yanıt getirilmeye çalışıldı. Günümüzün ilkel toplumları birer yaşayan fosil olarak kabul ediliyordu. Fakat, etnologların üzerinde çalıştıkları yörelere göre birbirleriyle çelişkili sonuçlar elde ediliyordu. Örneğin :
    1- 19. yy da Avustralya'da çalışmış olan Peder Schmidt, insanların her zaman bir Gök Tanrısı'na, yani bir İlkel Tektanrıcılık'a inandıklarını sanıyordu. 
    2- Kuzey Amerika'da çalışmış olan Amerikalı Morgan (Ancient Society = Eski Toplum 1877), anaerkillikle ilişkili bir İlkel Tanrıça kavramına inanıyordu.
    Bu fikir Engels tarafından da ele alındı (Ailenin, Mülkiyetin ve Devletin Kökeni). Tanrıçaya inanış, ideolojik olarak, ilkel kominizmin sınıfsız toplumuna denk düşmekteydi. Aynı fikir, 1930 lu yıllarda Gordon Childe tarafından da kullanıldı. 
    Ne var ki, söz konusu yaşayan fosillerin gerçekten ne kadar eskiye uzandıkları bilinmemektedir. Gerçekte ilkel nedir ? Bunun için, arkeolojiye ve tarihöncesine başvurmak gerekir.
    b- Arkeolojik veriler
    1- 3. bin sonrası arkeolojisi, yazılı kaynaklara dayanarak, eril ağırlıklı bir çoktanrıcılık (Mısır, Mezopotamya) ortaya koyar.
    2- Prehistorik arkeoloji, sanatın ortaya çıkışıyla birlikte (Üst Paleolitik) yeni veriler sağlamıştır.
       - Üst Paleolitik : Franko-Kantabrik bölgesinde bezemeli mağaralardaki sanat, özellikle hayvan betimleri, dünyanın simgesel bir sınıflamasını ortaya koyar (Leroi-Gourhan). Ne var ki bu, yüksek varlıkların vurgulanmadığı önceliksiz bir sınıflamadır. Burada söz konusu olan kuşkusuz bir tinselliktir, fakat bu tinsellikte tanrılara yer verilmemiştir. 
      - Epipaleolitik : Yakındoğuda Natuf kültüründe aynı olgu gözlenir. Sanat, hayvan betimleriyle temsil edilir (ceylan figürinleri)
      - Neolitik : Levant'ta Khiam kültüründe (M.Ö. 10.000-9500) egemen iki varlık ortaya çıkar : Kadın (Ürdün ve Fırat vadilerinde) ve Boğa (sadece Fırat vadisinde). Daha sonra Çatalhöyük, bunların gerçekten tanrısal nitelik taşıdıklarını gösterecektir.
       Halbuki bunlar, M.Ö. 9000 e tarihlenen tarıma dayalı ekonominin ilk izlerinden hemen önce ortaya çıkarlar.
       Burada geliştirdiğimiz fikir, neolitik dinin yeni bir ekonominin üst yapısı olmadığıdır (bkz. Gordon Childe). Aksine, bu dünyanın yeni bir algılanışından, dolaysıyla çevrenin daha yoğun kullanımından kaynaklanan fiziksel bir değişimdir (simgesel devrim). Tarımın ortaya çıkışının bir besin kıtlığından kaynaklanmadığını ispat edebiliriz. Bu kültürel bir seçimdir.
    2- PPNB (M. Ö. 8500-7000) 
    Tanrıçanın egemen olmasına karşın, boğa figürinleri, ilk erkek figürinleriyle aynı zamanda Yakındoğunun tümüne yayılır.
    Dinsel simgelerde ilk kez erkek unsurunun ağır bastığı görülür. Bu olgu, daha maddesel olan ancak aynı anlamı taşıyan başka özelliklere denktir : Dörtgen planlı yapılar (yuvarlak çukur yapıların yerine), Hayvan dünyasına egemen olma (hayvancılık), Silahların yükselen değeri (avcılığın azaldığı sırada). Bunlar, PPNB kültürünün yayılımcı özellikleridir.
    Dolayısıyla çatışma değerlerinin genel bir yükselişi söz konusudur. Bu yükseliş, boğa güreşi temasının ilk ortaya çıkışıyla (PPNB, Ain Ghazal) açıkça simgelenir. Boğa güreşi teması Çatalhöyük'te, Tunç Çağı'nda Akdeniz çevresinde (Minos kültürü) ve günümüz İspanya'sında devam etmektedir.
    Aynı zamanda, Anadolu ve Güney Levant'ta tapınak yapılarının, Güney Levant'ta maskların, Anadolu ve Güney Levant'ta insan biçimli heykellerin varlığı, dinsel temalar ve ayinler çevresinde düzenlenmiş bir toplumsal yaşama tanıklık eder. Atalar kültü (kafataslarının korunması, sanatsal düzenlemeleri =plastered skulls ve günlük hayata dahil edilmeleri), insanoğlunun kendi cinsine değer verdiğini, soyunun ve doğadaki öncelikli rolünün bilincine vardığını gösterir. 
    Bu belki de "neolitik devrim" in en önemli olgusudur. 

------------------------------------

Yazan : Ali Önder
Anlatan : Dr. George Willox - CNRS
Yer ve tarih : İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü - 16.5.2000, saat:17.30
Konu : Bitkisel kalıntılar üzerine.

    Araştırmaların Yakındoğudaki neolitikleşme sürecinin anlaşılmasına yaptığı katkılar :
    Son 10 yılda Yakındoğuda neolitikleşme üzerine önemli araştırmalar yapıldı. 8 örenyeri üzerinde 2 toplantıda (Halep ve Groningen) fikir birliğine varıldı. Bu olguyu dünya üzerinde bir perspektife yerleştirmek lazım. Meksika, Çin.
    Bu dönemde dönüşümü yaşamaya insanın hazır oluşu sadece Yakındoğuda değil, Orta Amerika ve Çin'de de bu olgu var. Birçok bölgede bitkisel kalıntılar çok çabuk yok olmakta.Yakındoğuda iklimsel koşullar nedeniyle günümüze kadar karbonize malzeme oluşuyor. Karbonlaşma ocak yerinde, yangınlarla ve insan eliyle oluşuyor. Kuzey Suriye Jade'de kromina familyası örneği. Eleme sonucu elde edilen başka örneklerde var. Dolgu örnekleri, ocak artıklarının oluşturduğu katmanlardan elde edilen toprak, yüzdürme yöntemi ile ayıklanır. Bidon su ile doldurulur. İçine toprak atılır.Taşan su ile akıtılan artıklar elekte toplanır.Bu yöntemle bidonun içindeki daha kalın gözlü elekte arkeolojik kalıntılar da toplanabiliyor. Yüzemeyen kalıntıların izleri de bulunabiliyor. Örneğin ; arpa izi.
    30 yıldan buyana 50 den fazla kazı yerinden, 35 den fazlasında yüzdürme yöntemi ile kalıntı toplanmıştır 8Yakındoğu için)
    KRONOLOJİ :  
20.000 - 12.000 arası Keberien-Cueilletteles cereles
12.000 - 10.000 arası Natufien - Sedetarisation (stockage)
10.000 -   9300  arası PPNA - Apriculture pre-domestique
  9300  -   8800 arası PPNB ancien - Domesticusion
  8800 -    8500 arası PPNB moyen
    - Toplamada tarıma geçişin teorik aşamaları. Tarıma geçen topluluklar tekrar toplamaya geçebilir.
       Toplama : 
        Stoklama ve Toplama
        Toplama ve meraların bakımı ile toplama
        Tohumlama ile alanların genişletilmesi. Tohumun konutların yakınına noktasal olarak ekimi.
        Karışık ekonomi : Tarım ve noktasal toplama. Üretim ekonomisi doğu ve batı uygarlığı için motor görevi görüyor. Bu bitkilerin varlığı çok önemli bir etmendir. Bu dönüşümün neden olduğu, çok sayıda araştırmacı tarafından cevaplandırılmıştır. Bar Jozef, Jacques Cauvin, Gordon Childes.
       Evcilleştirme olgusu çok karmaşık olduğundan tek bir cevabı yoktur. Bu biyolojik koşullarda, çevre etkisi ile ortaya çıkan olgudur. Yakın doğudaki tarımın kurucu üyeleri. Bunlar otogamdır. Yani dönüşümlü. Kolay evcilleştirilebiliyorlar. Bu bitkiler stokaja da adaptedirler. Yıllık olduklarından toprak altında filiz vermeden korunabilirler.Soğanlı bitkiler depolamaya elverişli değildir. Grenler (tahılla) ise elverişlidir. Depolama insanı birçok kısıtlamadan kurtarıyor. Günlük toplama zorunluluğu yok. Yabanıl buğdayın yüksek bir randımanı var. Bir haftada toplanan buğdayla 4 kişilik bir aile bir sene boyunca doyurulabilir. Natufien için Bar Jozef birkaç örnek verir. Güney Suriye'den bir yabanıl tahıl tarlası (çayırı). Depolamanın Natufien'de ortaya çıktığını düşünmek mantıklı ama arkeolojik veriler az olgunlaştıktan sonra başak ayrılır ve tohumlarını saçar. Natuf'ta yerleşmeye geçilir. Çünkü yağışlı bir dönem. 
      Siteler : Frankti, Abu Hüreyra, Hallan Çemi 10600-9400, Muraybet I-III, Nemrik, Kermez Dere, Melefaat, Djade, Çayönü, Jericho PPNA - Muraybet IV, Cafer höyük XIII - X, Nevali Çori.
      Natuf döneminin sonunda bir hiatus (boşluk) var. Araştırmacılar bu zor dönemin (trias) insanı tarım yapmaya zorladığını söylüyor. 
      Eşzamanlı dikdörtgen ve yuvarlak planlı konutlar. Yerin altında kazılarak inşa edilmiş 3 konut bulduk. İstisnai bir durum. Ocaklar ve ezgi taşları ile ilişkisi. Bunlar kollektif strüktürler. Çünkü etrafında konutlar var. Ortak kullanım alanı. Muraybet evine benziyor. Daha eski olan Hallan Çemi gibi. 
                         JERF EL AHMAR : 1995 yılı çalışma sonuçları.
       Bulunan bütün tahıllar yabanıl. Acaba burada bu dönemde, 10 kadar başka kazı yerinde tarım yapılıyormuydu. Tarımın yapıldığını gösteren iki endiks var. Ayrık otları (toprağın işlenmesi ile ortaya çıkar, yani tarım yapılan tarlalarda görülür) Sarı renkte işaretlenmiş türler ayrıksılardır. Tarımla beraber sayılarında birdenbire artış oluyor. Aynı dönem için Muraybet, Çayönü, Tel Asvad'da bu tip olgu var. Bu topluluklar (eşantiyonlar) tarımın varlığına işarettir. Buna bağlı olarak mimarideki karmaşa da buna işarettir. 
      Başka bir endix : Uzmanlar evcil türe çok çabuk ulaşıldığını düşünürlerdi. Bu varsayımı test etmek için 15 yıldır deney yapıyoruz. Güney doğu Anadolu'daki Karacadağ'dan getirdiğimiz buğdayları CNRS de yetiştiriyoruz.
      Abu Hureyra'da olası çavdar tanesi bulunmuş. Domestike. Günümüzde bu bölgede çavdar bulunmuyor. 11.000 e tarihlenen bu çavdar taneleri sonra yok olmuş, tekrar çıkmış olabilir. Ehli buğdayda kapçık dibi daha kırılgan. 9.000 ila 10.000 alet çeşidi aynı.Bitki çeşitleri de aynı. Bu iki bin arasındaki benzerlik, evcilleştirmenin de beraber başladığını gösteriyor. Einkorn ilk defa Nevali Çori'de ehlileştirildi. Cafer ve Çayönünde de var ama, emmer buğdayı kuzey ve güney Levant'ta var. Arpa iki bölgede güney Levant ve Zagros'un doğusunda var. 
      Sonuç : Evcilleştirme genel olarak uzun bir süreç. Bazen hızlanabiliyor. Güney Fransa'da yabanıl buğdayı diktiğimiz tarla. Hasattan örnekler. Yabanıl bitkilerde devamlı kendini yenileme oluyor. Aynı anda değişik aşamalar bir tarlada görülebiliyor. 10. bin yıl için uzmanlar görüş birliğine vardılar. Tarım vardı. Ama evcilleşme öncesi tarım. Muraybet'te einkorn ağırlıkta. Arpa ise Jerf el Amar'da Bu farklılık biyotik koşullarının farklılığından ileri geliyor. Burada yaşayan insanlar ceplerinde tohum taşımıyorlardı. Ne varsa onu yetiştiriyorlardı. Jerf el Amar'da çok verimsiz bir toprak var. Arpa yetiştirilmiş. Muraybet ise alüvyonlu, einkorn var. 10. bin yıl için önerilen yeni yorumlar :  1- Tarımın yapılması ile evcilleştirme arası uzun bir süre. Ayrık otları ile yapılan deneyler. 2- Birçok farklı yerde birbirinden bağımsız şekilde yerel bitkiler ekilebiliyordu.

 
  BU SİTE 71275 ziyaretçi (148324 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol