rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  Ferhat ile Şirin
 

    Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir kültür merkezi olan Amasya'nın tarihi çok eski zamanlara dayanır. M.Ö. 1650-1200 yılları arasında Orta Anadolu'da büyük bir uygarlık kurmuş olan Hititlerin etki alanı Amasya yöresini kapsamıştır.Hititlerden sonra Frigyalılar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalıların egemen olduğu bu topraklarda, daha sonra Pontus Devleti ağırlığını duyurmuştur. Amasya ve yöresinde Türk-İslam uygarlığından önceki uygarlıklar arasında en belirleyici olan Yunan ve Roma uygarlıklarıdır. Anadoluda yaşamış en eski halk olarak bilinen Hititler, tüm Anadoluda derin uygarlık izleri bırakmışlardır. Hititlerin uygarlık merkezi olan Boğazköy (Hattuşa) e çok yakın olan Amasya yöresinde bu izler çok daha belirgin olmuştur. Hitit uygarlığının maddi ve manevi değerleri yörenin toplumsal yaşamında büyük ölçüde etkili olmuştur. Hattuşaş (Boğazköy) kentini merkez edinen Hititler Çorum, Yozgat, Sivas, Karahisar gibi kentlerin yanısıra Amasya'da da değerli yapıtlar ortaya koymuşlardır.Amasya Kalesi bu dönemin tarihsel yapıtları arasında olmalıdır. Anadolu'da bugün kullanılan kap-kacak, ilk biçimlerini Hititlerden almış, çeşitli tarım ve dokuma araçları, gündelik yaşamla ilgili çeşitli gereçler ilk yetkinliklerini yine Hititlerin verimli yaşamında kazanmışlardır. 
------------------   
Ferhad : Farsça bir kelime olup, güçlüğü yenerek bir yeri ele geçiren demektir. Arapçada ise karşılığı ;sevinç, neşe, rahatlık demektir.
    İran'daki Akamenid sülalesinin devamı olan Parthlar'ın bir çok kralının adı Ferhat'tır. 
    I. Ferhat, ölüm tarihi M.Ö. 171 e doğrudur. Milattan önce 178-171 tarihleri arasında krallık yapmıştır. II. Ferhat, ölüm tarihi M.Ö. 127 dir. Mithridates I'in oğlu ve milattan önce 138 den 127 ye kadar krallık yapmıştır. III. Ferhat, ölüm tarihi milattan önce 57 ye doğrudur. Milattan önce 69 dan ölüm tarihi olan 57 tarihine kadar krallık yapmıştır. IV. Ferhat, ölüm tarihi milattan önce 2 yılına doğrudur. Milattan önce 37 den ölüm tarihine kadar krallık yapmıştır. Kral Orodes'in oğludur. Tahta çıkar çıkmaz istila hareketlerine girişti. Marcus Antonius'un romalı kuvvetlerini kılıçtan geçirdi (M.Ö.36). Zulümlerine karşı başlatılan bir isyan sonucu tahtından oldu ve yerine Tİridates II (ya da III) geçti. Geri döndü ve Tridates, Ferhat'ın en küçük oğlunu yanına alarak Augustus'un yanına sığındı. Carres savaşı (İ.Ö. 53) sırasında Parthlar tarafından alınan bayraklara karşılık olarak, Augustus Tiridates II'yi Ferhat'a geri verdi. Ferhat romalı metresi tarafından öldürüldü. 
    Ferhad ile Şirin : Konusunu Hüsrev ü Şirin adlı İran öyküsünden alan eski ve yaygın bir Türk halk öyküsüdür. Gerek Hüsrev ü Şirin gerek Ferhad ile Şirin adıyla İran ve Türk Divan şairleri tarafından mesnevi biçiminde yazılmıştır. Halk öyküsü olarak Orta Asya, Azerbaycan, İran, Anadolu ve Balkanlarda, ülkelere ve yörelere göre birtakım değişiklikler göstererek yüzyıllardan beri anlatılagelmektedir. Öykünün Anadolu'daki anlatılan ve konusu Amasya kenti ile bağlantılı olan biçimi, şöyledir : Azerbaycanda Erzen kentinin kadın hükümdarı Mehmene Banu, kızkardeşi Şirin için bir köşk yaptırmıştır. Köşkü süsleme işini o yörenin en usta süslemecisi (nakkaş) Ferhad'a verirler. Ferhad, çalışırken Şirin'i görür ve ona aşık olur. Mehmene Banu da Ferhad' ı sevmektedir. Bu nedenle Şirin'le evlenmesini istemez, karşı çıkar. Ferhad, bir gezi sırasında Amasya kentinin hükümdarı Hürmüz Şah ile tanışır. Hürmüz Şah Ferhad'ın başına gelenleri dinleyince onu yanına alır. Birlikte Erzen'e giderler. Hürmüz Şah, Şirin'i Ferhad için Mehmene Banu'dan ister. Mehmene Banu karşı çıkınca iki hükümdar birbirlerine savaş açarlar. Savaş sırasında Hürmüz şah'ın oğlu da Şirin'e aşık olur. Savaş sonunda yenilen Mehmene Banu her şeyi bırakarak kaçar. Şirin Amasya'ya getirilir. Oğlunun da Şirin'e aşık olduğunu öğrenen Hürmüz Şah güç durumda kalır. En sonunda Ferhad'a başarılması güç bir iş verir ve bu işi başarması koşuluyla Şirin'e kavuşabileceğini söyler. Ferhad, Amasya yakınlarındaki bir dağı delecek ve kente oradan su getirecektir. Ancak bu işi başarırsa Şirin'le evlenebilecektir.Ferhad büyük bir coşku ile işe koyulur ve bir süre sonra işin sonuna yaklaşır. Ferhad'ın bu işi başaracağını anlayan Hürmüz Şah, çalıştığı dağda Ferhad'a yaşlı bir kadınla Şirin'in öldüğü haberini yollar. Bu yalan habere inanan Ferhad, Şirin'in ölüm acısına dayanamaz ve dağları deldiği gürzünü canına kıymak amacıyla havaya fırlatır ve yere düşen gürzün altında kalarak ölür. Ferhad'ın ölüm haberini alan Şirin de bir hançerle kendini öldürür. İki sevgiliyi yan yana gömerler. 
    Bir söylence niteliği kazanan bu öyküye göre her bahar Ferhad'ın mezarı üstünde kırmızı bir gül, Şirin'in mezarı üstünde beyaz bir gül ve iki gülün arasında da bir diken biter. Ferhad ile Şirin'i sonsuza kadar ayıran bu diken kimine göre Mehmene Banu, kimine göre de Frehad'a yalan haberi getiren yaşlı kadındır.

    Ferhat ile Şirin : Mesnevi tarzında yazılmış bir halk hikayesidir. Karagöz oyunları gibi bazı oyunlara konu olmuş aşk serüvenidir. Ferhat'ın halktan bir kimse, ressam ve mimar, sevgilisi Şirin'in Armen ülkesi melikesi Mehin (Mehmene) Banu'nun yeğeni olduğu anlatılır. İki sevgilinin ilişkileri Hüsrev ile Şirin mesnevilerinin bir bölümünü oluşturur. Bilindiği kadarıyla hikaye ilk önce Firdevsi'nin Şehnamesi'nde işlenmiş, iki yüzyıl sonra Senai tarafından ayrı bir eser olarak kaleme alınmış, ardından Nizami tarafından konu edinilmiştir. Nizami'den sonra hemen tamamı Hüsrev ü Şirin mesnevileri içinde olmak üzere pek çok iran ve türk şairince işlendi. Türk edebiyatında ilk kez Nizami'nin yapıtından kıpçakçaya çevrilmiş Hüsrev ü Şirin mesnevisi içinde yer alan hikaye, Şeyhi, Ahmed Rıdvan, Muidi, Hayati, Harimi, Ahi, Celili, Lamii v.b.'nin mesnevilerine de konu oldu. Hikayeyi çağataycada Ferhat ü Şirin adı altında ve Hüsrev ü Şirin'den ayrı olarak işleyen ise Ali Şir Nevai'dir. Nevai, Ferhat'ı Çin hakanının oğlu olarak göstermiştir. Ferhat tılsımlı aynada Şirin'in resmini görüp ona aşık olur. Şapur adlı nakkaşla onu bulmak için Armen diyarına doğru yola çıkarlar. Yolda bir dağı kazmakta olan insanlar görerek onların Şirin'in köşküne su götürmek için çalıştıklarını öğrenirler. Ferhat iki yüz ustanın üç yılda getiremediği suyu bir günde Şirin'in kasrına getirir; İkisi birbirlerine aşık olurlar. O sırada Hüsrev de gönlünü kaptırdığı Şirin'i
elde etmek için ordusuyla Armen ülkesine saldırır. Ferhat onlara engel olur. Hüsrev Şirin'in kendisiyle evlendiği haberini Ferhat'a ulaştırır. O da balyozuyla kendini öldürür. Olayları öğrenen Şirin, Ferhat'ın mezarı başında can verir. Karagöz oyununda gülmece öğesi de katılarak mutlu sona bağlanan serüveni aynı adı taşıyan oyununda ele alan Nazım Hikmet, Ferhat'ın dağdan su getirmesi motifini işlerken insanlığa yararlı olmanın kişisel sevgiyi nasıl gölgede bıraktığını gösterir. 

    Amasya Kent Dokusu ve Yerleşim Özellikleri : 
    Sarp kayalıklar şeklinde yükselen dağlarla çevrili ve üzerinde Yeşilırmak'ın aktığı bir düzlük üzerinde kurulu olan Amasya kentinin ender rastlanır bir fiziki yerleşme alanı vardır. Öte yandan M.Ö. 3 bin yıl geriye kadar uzanan geçmişi nedeniyle baştan başa tarihi anıtlarla doludur. Bu iki etken kentin gelişmesini ve yenilenmesini önemli ölçüde engellemektedir. Denebilir ki, Amasya'nın kent dokusu ve yerleşme alanları 18. yüzyıldan buyana önemli bir değişikliğe uğramamıştır. 
    Amasya kentinin ilk kuruluşunda yer seçimini etkileyen etkenlerden en başta geleninin ulaşım kolaylıkları olduğu kuşkusuzdur. Kent, güvenlik ve savunma nedenleriyle, başlangıçta Yeşilırmağın kuzeyinde yükselen yamaçlarda kurulu ve çevresi geniş surlarla çevrili kale içinde yerleşmiştir. Daha sonraları, güvenlik koşullarının düzelmesi ve ekonomik nedenlerle Yeşilırmağın suladığı zengin aluvyonlu toprakları olan vadiye inmiştir. 
    Bugün Amasya kentinin 26 mahallesi vardır. Bunların önemli bir bölümü kent merkezindedir. Diğer mahalleler ise Yeşilırmak boyunca uzanan düzlüklerde, kuzey-doğu ve güney-batı yönünde yükselen dağlık yerlerde kuruludur. 
    Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde 48 İslam, 5 Hıristiyan mahallesi halinde toplanmış, 5.000 ev, 1060 dükkan, birçok cami, medrese, tekke, imaret, han ve hamamlarla bezenen bir şehirdir diye anlatılır.    

 
  BU SİTE 71225 ziyaretçi (148230 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol