rankend | Farklı Olmak Emek İster

   
  DARMA TARIHCESI
  Köy Enstitüleri
 
 Yazan : Ali Önder-Beylikdüzü /İstanbul
    Köy Enstitüleri yaşayabilselerdi,kentleşmiş köyleri 21.yy.da görebilecektik.
    Adnan Binyazar, 1950 yılında Dicle Köy Enstitüsü'ne kaydolduğunu yazar. Bu okulların, beyniyle elini birlikte üretici kılan aydınlar yetiştirmiştir der.
    1945'de büyük insan, büyük eğitimci Hasan Ali Yücel'i devirerek başlayan, 60 yıldan beri sorumsuzca,akılsızca, bilinçsizce yöneterek askeri darbelere sürükleyen politikacılardır.
    Köy ağalarını milletvekili yapıp, Köy Enstitülerini kapattılar.Bir aydınlanma odağı oluşturan Halkevlerini yok ettiler.Vatan Cephesi ile halkı ikiye böldüler.
    Savaş yıllarında tek parti yönetiminin kendine özgü koşullarından yararlanarak eğitim sorununu kısa zamanda çözmek amacıyla oluşturulan Köy Enstitüleri'nin çalışmaları daha 1945 te yavaşlama eğilimi gösterdi. Çok-partili yaşama girişten ve DP'nin kuruluşundan hemen sonra da bunlar hemen tartışma konusu olmaya başladı. 
    DP kuruluşundan kısa bir süre sonra, Köy Enstitüleri'ni ele aldı ve bu konuyu seçim propogandası olarak kullandı. DP, enstitü binalarını kendilerinin yapmak zorunda kalan ve kırsal alanda yaşayan geniş yığınların bu uygulamadan büyük ölçüde zarar gördüğünü düşünmekte idi. Bunun için önemli bir seçim propogandası olarak okulların köylülerce yapılmasına karşı çıktı. Bu propoganda, kırsal alanda ve daha Köy Enstitüleri Kanunu TBMM'den çıkarken yasayı onaylamadıklarını oylamaya katılmayarak belli eden CHP içindeki önemli bir sayıya ulaşan grupta yankı uyandırdı. CHP içinde de enstitülere karşı bir hava doğdu ve gittikçe genişledi. CHP yönetimi de bu havadan etkilendi ve enstitülerde yeni bir düzenleme yapılması, sonunda CHP'lilerce de kabul edildi. CHP'deki bu tutum değişikliği kendisini hemen belli etti : Köy Enstitüleri'nin kuruluş döneminde sürekli olarak Maarif Vekili olan Hasan Ali Yücel, Peker Hükümeti'ne alınmadı, yerine Reşat Şemsettin Sirer atandı. Enstitülere dinamizm kazandıran kadro da, başta İlköğretim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç olmak üzere, bir süre sonra görevden alındı.
    Köy Enstitüleri'nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç,ölümünün 48.yıldönümünde 23 Haziran 2008 günü,Köy Enstitüleri ve Çağdaş eğitim Vakfı üyelerince mezarı başında anıldı.
    Cebeci Asri Mezarlığı'nda düzenlenen anma töreninde Atatürk ve Türk eğitimine katkı verenler adına yapılan saygı duruşunun ardından,Vakıf Başkanı Erdal Atıcı konuşma yaptı.23 Haziran 1960'da vefat eden Tonguç'un eğitim üzerine yazdığı kitapların yanısıra insanı ve toplumu canlandıran Köy Enstitüsü uygulamasıyla İsviçre Dünya Eğitim Ansiklopedisine geçtiği dile getirildi.Tonguç'un %80 nüfusu köylerde yaşayan ve %75 i ilköğretim olanaklarından yoksun bir ülkede, Köy Enstitülerini kurarak eğitimde fırsat eşitliğini sağladığını belirterek Köy Enstitülerinin açılmasından 10 yıl sonra kapatıldığı hatırlatıldı. Türkiye'deki eğitim sistemini de eleştiren Erdal Atıcı, eğitimin ezberci ve klasik sistem üzerine kurulu olduğunu söyledi.
    Anma etkinliği, "Ziraat Marşı"nın çalınması ve Tonguç'un dostlarınca yapılan konuşmalarla sona erdi. 
    Sol muhalefetin bütünüyle ortadan kaldırıldığı dönemde, ülkede egemen olan hava Köy Enstitüleri'ni de yakından etkiledi. Gerek DP, gerek CHP içindeki önemli bir grup enstitülerde sol propoganda yapıldığını ve o yolda davranıldığını ileri sürdüler. Hatta görevinden alınan eski Maarif Vekili Yücel de, DP İstanbul İl Başkanı Kenan Öner'ce, görevli olduğu dönemde enstitülerce koministçe etkinliklerde bulunduğu kerekçesi ile suçlandı. Bunun üzerine başlayan Ünlü Yücel-Öner Davası, yıllarca sürdü, sonuşta Yücel'in ve Köy Enstitüleri'nin daha da yıpranmasına neden oldu. 
    1946-1947 arasında üniversitede sol eğilimli öğretim üyelerinin tasfiyesinden sonra, Köy Enstitüleri'nin de tasfiyesine doğru gidilmekte idi. 1946-1950 döneminde enstitülerin atılımı durdu ve yeni düzenleme ile enstitüler, genellikle klasik okullar durumuna getirildi.
    Eğer köy enstitüleri ve Halkevleri haince yıkılmasa ve öğretim birliğine dayanan eğitim seferberliğinin önü kesilmese, tarikatlarla 
insanlarımızın zihinleri bulandırılmasa, doğmalara ve hurafelere mahkum edilmeseydi, bugünkü huzursuzlukların hiçbirini yaşamayacaktık. 
    Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı'nca,Ardahan'a bağlı Cilavuz Köy Enstitüsü mezunu, eğitimci-yazar Dursun Akçam'ın fikir ve düşüncelerini yurttaşlara anlatmak amacıyla düzenlenen 4.Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri 22.6.2008 günü sona erecek. Ardahanlıları bir araya getiren etkinlik öncesinde,etkinlikte konuşmacı olarak yer alan öğretim üyeleri,Ardahan girişinde davul zurnayla karşılandılar.Kültür Merkezi'nde Dursun Akçam'ın fikir ve düşünceleri anlatılıyor.Kapatılan Köy Enstitüleri'nin önemine değinildi.Ardahan Valisi,kapatılan Köy Enstitüleri'nin geçmişte bir kültür ordusu yarattığını vurguladı.Köy Enstitülerinin insana yatırım yaptığını ve insana yapılan yatırımların hiçbir zaman boşa gitmeyeceğinin altı çizildi.D.Akçam'ın kitaplarında yöresel dil özelliklerinin tümünün ayrıntılarıyla görülebileceği vurgulandı.Cilavuz Köy Enstitülü eğitimci-yazar D.Akçam'ın mücadeleci kimliğinin bugünkü öğrencilere örnek teşkil ettiği vurgulandı.Yazar'ın Kanlı Derenin Kurtları adlı oyunu sahnelendi.
    Eleştiri kültürünün temelinde halk kültürü çok önemli. Çünkü halk kültürüyle beslenemeyen bir kişi, geçmişini de bilemez.Gerçek halk kültürüyle yoğurulmuş bir kimliğin insanlara katkısını çok iyi özetliyor Dursun Akçam'ın yaşantısı.Bu düşünce sofrasında etkinlik, Doğu Anadolu Bölgesi'nin bir kültür meşalesidir.
 
  BU SİTE 71365 ziyaretçi (148496 klik) KİŞİ TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİŞTİR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol